Aşk
Anladım ki, gidecektin akşam gibi karanlığına
Gidecektin, sabahın o ilk doğan aydınlığında
Oysa, gitme diyebilmek miydi aşk!
Tutup ellerinden döndürmek miydi ardına
Son damlasına kadar haykırmak mıydı sevdiğini
Oysa yatıya kalan bir acıyımışsın sen
Bakıp gözlerine ağlamakmış hepsi
Ardına bakmadan gitmekmiş, acıtmakmış sevdiğini
Kırılan düşlerimin kırık dallarıydı geceler
Tutunamadığım bir hayal parçasıydı ağladığım
Giden bir yoldu içimdeki
Yazılmamış şiirlerin yarım kalmış hayallerin
Saklı duvarlarıydı gözlerimdeki yağmurlar
Dışa vuran gülüşlerimin saklı yanıydı gözyaşlarım
Oysa sadece, umuda benzeyen yitik bir şehirmiş hepsi
Gitme diyen yalvaran dillerin
Kopma diye, kolları koparcasına tutan ellerin
Suçu neydi söyle, kaç sene hüküm giymişti öyle
Kaç yıl daha giydirecekti yine
Gitme diye ağlayan o gözlerime
Gidiyorsun yüreğimin şahitliğinde gecelere
Ne zormuş ağlamak kirpiklerimin sessizliğinde
Acıyla kanayan kalbimin son nefesinde
Ne zormuş öyle
Gitme diye tutan şu ellerimi çektiğinde
Anladım ki, aşkı sevmek bir başına kalmakmış
Eninde sonunda yalnızlığı seçmekmiş içinde
Sonu onsuzluk olan günlerin bir tanesine
Bırakıp saklamakmış sevdiğini umut edercesine
Gelmeyeceğini bile bile beklemişmiş kalbini
İçinden çıkmakmış dünyanın
Çıkıp gitmekmiş yaşadığın hayattan
Hep sen, yine sen, evet sen, diye bilmekmiş aşk
Hiç ama hiç umudunu kaybetmeden
Gizlice gitmekmiş peşinden
O bilmeden, O duymadan, O görmeden..
Geçebilmekmiş içinden
Mert Zafer Cansever