Ateşten Gömlek
Bir son bahar akşamında
Savrulan bir ağacın yaprağından düşen
İki yağmur damlasından bir tanesi ben
Diğeri de gözlerimden düşen sen
Yaprak yaprak solan yüreğimizle
Toprak kokuyoruz yar
İç çekip ağlıyoruz
Onca acıyı sıkıp
İçimize atıyoruz
Kan revan kalbimiz
Kanıyor acıtıyor yaşadıkça yüreğimiz
Sanırım biz yavaş yavaş gidiyoruz
Keşke kılıç gibi olsa ayrılık
Bir dalı kökünden şöyle bir savursa
Kesip atsa hiç hissettirmeden
Onca yağmur değmeden yağsa toprağa
Ve yeryüzü sebepsizce sırılsıklam olsa
Çek git desem diyebilecek gücüm yok
Ya da sen söylesen
Of of
Öyle imkansız ki
Çünkü aynı yağmurda ıslanmışşız
Öyle ayrılmışız ki
Haberimiz yok
Aynı yolda yürüyen
İki ayrı çift gibi yaşıyoruz
Yönümüz aynı
Ama ellerimiz soğuk
Mesafeler ise olabildiğince uzak
İçimize düşen ateşlerin sayısı da
Kor kor çoğalıyor bir anda
Ateş değerse yakar biliyorum
Ama biz ateşten yapılan
Bir gömlekle yaşıyoruz
Denizler ise derindir boğar
Ama biz okyanuslarda yüzüyoruz
Dağlar ise yüksektir bilirsin
Ama biz şu an
Tam üzerinden atlıyoruz
Düşüyoruz
Üşüyoruz yar
Yanıyoruz
Acıyoruz
Acıtıyoruz
Bu nasıl bir ayrılık kahretsin
Anlamıyoruz
Biz ölüyoruz Yarab
Ellerimiz sende gök güzünde
Dualarla yaşıyoruz
Mert Zafer Cansever