Menü Kapat

Bir Sabah Uyandığında

Bir Sabah Uyandığında

Belkide ilk hataydı bu
Hayatı mesken bilip günahlarına sarılmak.
İmkansızlığın eşiğinde kısık bir ateşte baş ağrısı hayaller kurmak.
Umuda bakan gözlerim gibiydi rengi,
Kırmızımsı laleler
Düştüğümde hiç boğulmayacak gibi süzülen
Devasal derinlemesine denizler.

Gire çıka bir gülüşünde umudu arar,
Bir damlasında ölümü hissederdim gözlerinde.
Eşi benzeri olmayan sonsuz bir yürek atışıydı benimkisi.
Doğan her çocuk gibi aynı gün koymuştum ismini.
Aşk, ne kudretli bir ad, pembe bulutlar ve yerden kesilen ayaklar.
Hepsi buydu işte, Mazlum bir kalbin güzeller ötesi sevdası.
Bilemezdim ben tatlı bir yoksulluğun onsuzluk olacağını
Mutluydum sadece.
Bir kardelen uzaklığında sever, karanfil kokusunda özlerken,
Bir ceylan çayırına benzetirdim gözlerini. Üzerinde ahu bakışlar
Ve bir karacanın amansız koşuşturması,
Bazen de günün en güzel uçurumunda tek ayak üstünde,
Bir fincan kahve yudumlamak gibiydi seninle olmak.
Ne takarsan düşerdi o ince zarif bileklerinden.
Belki de tek düşendim ben
Gözyaşlarımdan aşağıya, karnım ağrırcasına.

Bir güneş doğardı inanırcasına
Kandırılmacasınaydı günler
Tutardım ellerinden sürüklenmecesine
Gözlerine dönüşür gözlerim, Rüzgar olur, bir imbat eser ansızın
Bir deprem gibi yıkılır hayaller
Düşer penceremin en kuytu köşesinden, kar yağar, üşür benliğim
Vurur sensizliğin günün en erken saatlerinde
Akreple yelkovan üst üste
Dün gece gibi örtülür gözlerine.

Hani bir gece ansızın uyanırsın da, Her şeyin yok olduğunu görür
Ve bu bir rüyaymış der, yeniden koyarsın başını yastığa.
Sonra sabah uyandığında, bir bakarsın ki,
Hiç bir şey yok ve o gerçekten gitmiş ve sabahlar gerçekten ağlıyor
Ve sen gerçekten susmuşsundur.

Anladım ki ayrılık bizden birisi artık.

Mert Zafer Cansever

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir