Bir İstanbul Akşamı
Bir İstanbul akşamında durmuştu saatler
Derin mavi sularında kayboluyordu gözlerim
İçimden geçen fırtınasıyla
Isıtmıştı o sımsıcak ellerin
Terletiyor Avrupa yakası bu gün
Topkapı Eyüp ve en tepesinde bir kahve
Bir haliç derinliğinde
Yeni gelen bir eylül neşesiyle
Yavaş yavaş izliyordum gözlerinle
Bir İstanbul vapurunda aklım
Dalgasında savruluyorum yollarının
İçinde onca kalabalık ve sen
Ve senden öte mavilikler
Gökyüzündeyim
Susuyorum
Derin bir pınarın en güzel suyundan içiyorum
Damla damla dokunuyor yüreğime
Ve kana kana yudumluyorum
Çerçeve genişliğinde manzaram
Uzaktan ve küçük
Yakından ise ulaşılamaz
Resmediyorum an ve an kalbimizi
Ve sol yanıma asıyorum o güzel resmini
İstanbul kokuyor yüreğim
Buram buram içinden geçiyorum haliç’in
Hemen oracıkta kalıp dalıyor kalbim
Hem sana
Hem de seninle geçen anlarda kalıyor yüreğim
Saatleri hissediyorum akşamın kızıllığında
Ama her yer ışıl ışıl camiler bir başka güzel
Gitmek istiyorum
Gidemiyorum
Bir elimde sen
Diğerinde ise İstanbul diye bir kent
Her an tutmak istediğim bir elle
Her an olmak istediğim bir yerdeyim
İçime alıp sevdiğim bir yürekle
Kalbindeyim
Şimdi sen sevdiğim
Sen benim gönlümde
Buram buram İstanbul kokuyorsun bu gün
Ve dirhem dirhem yıllanacaksın her gün
Gel canım yaklaş yavaşça sokul
Olmadığın her bir güne
Bir bedeldir bana şu koskoca İstanbul
Mert Zafer Cansever